13 Aralık 2015 Pazar

Mehmet Rauf



Mehmet Rauf (d. 12 Ağustos 1875 - ö. 23 Aralık 1931), Türk edebiyatçı. İstanbul'da doğmuş ve küçük yaşta edebiyat ile ilgilenmeye başlamıştır. Bahriye Okulu'na gitmiş, İngilizce ve Fransızca öğrenmiştir. Yakından takip ettiği Halit Ziya Uşaklıgil'in eserlerine ve realizm akımına ilgi duymuştur. Fransız yazar Paul Bourget'yi okudu ve ondan etkilendi. 1896 yılından itibaren Servet-i Fünûn'da yazmaya başladı. Roman, hikâye ve tiyatro türünde eserler vermiştir. Psikolojik tahlillere büyük önem verir. Bu yüzden eserlerinde kahraman sayısı azdır.
Romanlarında genelde İstanbul ve çevresinde yaşayan seçkin ailelerin arasında geçen aşk ilişkilerini konu almıştır. Zaman zaman şiirler de yazmıştır.





Eserleri:

ROMAN
Eylül (İlk psikolojik romandır)
Ferda-yı Garam
Karanfil ve Yasemin
Genç Kız Kalbi
Böğürtlen
Son Yıldız
Tuba
Halas
Ceriha
Kan Damlası
Define
Bir Zambak Hikâyesi
Darendem

HİKAYE
İntizar
Son Emel
Bir Aşkın Tarihi
Üç Hikaye
Aşk Kadını
Eski Aşk Geceleri
Gözlerin Aşkı
Aşikane
Hanımlar Arasında
Pervaneler Gibi
Kadın İsterse,




ŞİİR
Kazım
Sonbahar

MENSUR ŞİİR
Siyah İnciler

TİYATRO OYUNLARI
Pembe Köşk
İki Kuvvet
Yağmurdan Doluya
Pençe
Sansar (1920
Cidal (1911)
Cidal (1911)

Edebi Kişiliği

Mehmet Rauf’un edebî kişiliği dönemin güçlü yazarı Halit Ziya’nın etkisi altında gelişir. Sanatçının üzerinde Halit Ziya dışında Fransa’da psikolojik roman alanında öncü olan Pal Bourget’in de etkisi vardır. Mehmet Rauf Eylül romanını yine bu etkiyle yazar.

Mehmet Rauf, ferdin iç dünyasını esas alan konuları ile Servetifünun hareketinin genel karakterine daha uygun romantik duyguları, hayalleri ve romantik aşkları işlerler. Bu psikolojik içeriğe sosyal hayattaki Batılılaşma hareketine ait bazı unsurlar karışmış olsa da onun eserlerinde sosyal unsurlar sadece basit çevre tasvirleri olarak kalmıştır.

Sanatçı, tüm gücüyle ele aldığı kahramanların iç dünyasına yönelir ve burada psikolojik tahlillerde bulunur. Bu çalışmaları ona edebiyatımızdaki ilk psikolojik roman olan “Eylül”ü yazdırmıştır. Eserlerinde şahıs kadrosunu dar tutmuş ve olay örgüsünü ikinci plana atmıştır. Sanatçının bir diğer önemli eseri ise mensur şiirlerinin yer aldığı “Siyah İnciler”dir.

Kısaca özetleyecek olursak;

Halit Ziya’dan sonra Servetifünun romanının en önemli ismidir.
Eserlerinde Servetifünun anlayışına uygun romantik aşkları, duyguları, hayalleri, kişilerin iç dünyasını, hüzün ve karamsarlık konularını işlemiştir. Eserlerinde toplumsal konulara yer vermemiştir.
Romanlarında, psikolojik tahlillere önem vermiş ve bunda başarılı olmuştur. Çevre ve kişi betimlemelerine pek önem vermemiştir.
Halit Ziya’nın etkisinde kalan yazar, gerek roman tekniği gerek dil ve anlatımının sağlamlığı bakımından onun kadar başarılı olamamışsa da daha sade bir dil kullanmıştır.
Roman ve öykülerinde kendi hayatından kesitler vardır. Eserlerindeki kahramanlar aracılığıyla duygu ve düşüncelerini anlatmıştır.
Realizm ve natüralizmden etkilense de aşk, sevgi konularını işlediği için eserlerinde romantizmin de etkisi vardır.
Türk edebiyatının ilk psikolojik romanı sayılan “Eylül” en ünlü romanıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder